King Arthur (2004) Film İncelemesi: Tarih, Mitoloji ve Sinema Üzerine
King Arthur (2004) Film İncelemesi: Tarih, Mitoloji ve Sinema Üzerine
Klasikler dizilerimin arasında gezerken yeşil ovalarda at sürülen sahnelerin öne çıktığı bir film olduğunu hatırladım. İlk aklıma King Arthur 2004 yapımı geldi. Set dekoratörlüğüyle hatırı sayılır bir yeri vardı. Neticesinde fiyasko. Üstüne senaristliğe Gladiator filminden 1 ödülü bulunan ve o film sayesinde ününü çok daha geniş kitlelere ulaştırabilmiş bir isim var: David Franzoni. Film müziklerinde ise efsanevi isim Hans Zimmer bulunuyor. Birçok defa izlememe rağmen "ne film çıkar bundan" diye hayaller kurduğum, ancak sonunda hayal kırıklığına uğradığım bu yapımı, senaryo hazırlığı, tarihsel arka planı ve olumlu-olumsuz yanlarıyla değerlendirelim.
Filmin Karakterleri ve Hikâyenin Başlangıcı

Filmde hemen hemen bütün karakterler yer alıyor. Yalnızca Arthur'un kız kardeşi Morgaine yer almıyor. İlk sahnesinde Roma askerlerinin Sarmatya ovalarına gelip Lancelot'u ailesinden koparmasıyla başlıyor. Böylelikle Lancelot, aynı zamanda filmde "anlatıcı" olarak karşımıza çıkıyor. Hikâye burada başlıyor.
Sarmatlar ve İskitler: Tarihsel Arka Plan
Roma'nın doğusunda bulunan Antik Çağ Sarmatya'sının tarihsel geçmişine göz atmak gerekir. MÖ 2. yüzyılda Avrupa'da göçebe uluslardan biri olan Sarmatlar, ağır zırhlı süvarileri ve katafraktlarıyla ünlüydüler. Sayıca az olmalarına rağmen Romalılar, Sasaniler ve Avrupa Hunlarına karşı koyabilmişlerdir.
Hatta bu sayıca az birlikleriyle zamanın büyük imparatorluklarına karşı kafa tutmuşlardır. Romalılar, Sasaniler ve hatta Avrupa Hun Devletine karşı istilalarını başarıyla savuşturmuşlardır. Sarmatya coğrafyası Kavimler göçünden önce zaman diliminde bile birçok kez göç dalgalarının yaşandığı ve böylelikle bazı tarihçilere göre o coğrafyanın Hint-Avrupa-Sasani ağırlık kökenli olduklarını vurgulamışlardır. MÖ 1800 İskitlerin göçü başlangıç tarihi olarak belirlenmiştir. Antik Çağın sonlarına doğru 3 büyük göç dalgalarının yaşandığı dönemleri özetleyecek olursak İskitlerin toplumsal yapısının aynı zamanda Sarmatların kırsal düzene geçmelerinde bir ön hazırlık işlevi görmüştür. Heredotus 'a göre İskitler üç temel toplumsal gruptan oluşmaktadır: Kraliyet İskitler, Savaşçı İskitler ve Tarımcı İskitler. Ayriyeten Heredotus, İskitlerin şöyle bir kuruluş efsanesine inanmaktadır:
Kral Targiatos'un üç oğlu vardı: Arpoksais, Lipoksais ve Kolaksais. Bunlar bir gün kırda dolaşırlarken gökten üç nesnenin düştüğünü gördüler. Nesnelere yaklaştılar ve bunların bir altın kupa, bir kılıç ve bir boyunduruk olduğunu fark ettiler. En büyükleri olan Arpoksais bu nesneleri almak için yaklaştı fakat nesneler aniden ateş gibi oldular. Ardından ortanca Lipoksais yaklaştı nesnelere. Yine aynı şey oldu ve o da geri çekilmek zorunda kaldı. En son olarak en küçük kardeşleri Kolaksais yaklaştı ve hiçbir şey olmamış gibi nesneleri eline aldı. Kardeşler, Kral Targiatos 'a ,babalarına, gidip olayı anlattılar. Kral Targiatos, Yaşlılar Meclisi'ni topladı ve onlar Krallığın Kolaksais'e verilmesi gerektiğini ve gökten düşen bu kutsal nesnelerin koruyuculuğunun da Kolaksais'in görevi ve sorumluluğu olduğunu karar verdiler.

"Kupa" Kraliyet İskitlerini, "Kılıç" Savaşçı İskitlerini, "Boyunduruk" ise Tarımcı İskitleri temsil etmektedir. Öte yandan İskitler kendilerinin Kolaksais'in soyundan geldiklerine inanmaktaydılar. MÖ 300 yılına geldiklerinde Sarmatlar, İskitlerin topraklarına el koymuşlardır. Sarmatlar ve İskitlerle aynı etnik ve kültürel kökenden geldiklerinden dolayı uzun yıllar aynı dilleri paylaştılar ve iki ulus birbirleriyle uyum içinde yaşamışlardır. Filmde Kral Arthur ve şövalyelerinin yurtları olarak gösterilen Sarmatyalılar kendi aralarında 6 gruba ayrılırlar: İazygesler, Kiralyi Sarmatları, Roksolanlar, Ugorlar, Alanlar ve Siraklar.
Buradan Sarmat devletinin özgürlüklerine düşkün ve aynı dava uğruna savaşçıların bulunduğu federasyon olarak nitelendirebileceğimiz bir yapıya sahip olduklarını söyleyebiliriz. Ancak Sarmatların önemli bir zaafı toplum dinamiği diğer devletlere göre oldukça zayıf kalıyordu. "Proto Şövalyelerin" soylu elitleri tarafından eşitlikçi olmayan bir düzenle yönetiliyordu. Kölelerden oluşan bu topluluk askeri taktik stratejisini daha çok benimsemişlerdir.
Amazon Kadınlar ve Merlin'in Rolü

Bu yüzden Sarmatyalı olarak gösterilen Guinevere 'in film içerisinde Arthur ve şövalyelerinin arasında kadın savaşçı figürü uygun görülmüş. Ancak film Sarmatyaların tarih sahnesindeki önemli etkilerine pek yer verilmemiş. Halbuki Roma İmparatorluğu' nun batı bölgeleri toprakları Anglo-Saksonlar tarafından çiğnenirken Sarmatların buradaki rolünden bahsedilebilirdi.
İzleyicilerin gözünde Merlin 'in film içerisindeki rolünün az olmasının sebebi, Sarmatlardan bahsedilen ilk kaynaklarının Avrasyalı savaşçılar; içlerinde kadın savaşçıların da bulunduğu ve Yunan mitolojisinde Ares' in kızları olarak isimlendirilen Amazon kadınlardan bahsedilmesinden dolayıdır. Merlin, ormanlık alanlarda Roma ve Anglo-Sakson birliklerine sık sık pusu atan tehlikeli ve savaşçı kadınların lideri olarak gösterilmiş.
Filmin ironik yanı şu ki Merlin'in bunun dışında hiçbir şekilde gösterilmemesiydi. Guinevere de tahmin edebileceğiniz üzere bu Amazon kadın savaşçıların arasında yer alıyor. Bu Amazon kadınları düşmanlarının kafataslarını topluyor, sabit hâle getirmek için kaş çizgisinin üstünden kesiyor, kafatasını altınla dolduruyor ve onu mayalanmış kısrak sütünden elde edilen kımız için ters çevirerek bardak olarak kullanıyorlardı. At koşumları, eyerler ve zırhlar yapmak için insan derisini kullanmayı da seviyorlardı. Ahşap ve hayvan boynuzundan yapılmış kompozit yaylar kullanılardı ve marihuana içmeyi severlerdi. Daha ürkütücü olan bilgi şu ki; bu kana bulanmış, insan derisi giyen, esrar içen vahşiler feminizmi benimsedi. Heredotus'a göre Yunanlar savaşçı kadınlardan oluşan bir kabileyi yenmiş ve onları köle olarak bir gemiye göndermiştir. Kadınlar isyan çıkarmış, geminin kontrolünü ele geçirmiş ve Karadeniz'in kuzey kıyılarındaki Sarmatya adlı seyrek nüfuslu bir bölgeye yerleşmişlerdir. İskitler onlarla savaşmış ancak neredeyse hiç etkili olmamışlar. Bu yüzden daha sonra savaşçılar yerine sevgililerini onlarla yüzleşmeye göndermişlerdir. Böylece ortaya çıkan Sarmatların, ihanet ve aşkın meyvesi, asi kadınlar ve İskit jigololarının çocukları olduğu söylenir.
Kral Arthur ve şövalyelerinin her birinin özelliği atalarından gelen bu yukarıda saydığım etnografik nedenleriyle ve aynı kanı taşımasıyla ilişkilidir.
King Arthur'un Hikayesi
Arthur 'un hikayesi Sarmatya da başlar, daha sonra içlerinde Merlin in de bulunduğu bir grup amazonların, Piskopos ve askerlerine pusu atmasıyla beraberinde Arthur ve şövalyeleri yardıma gelir. Bu savaştaki başarılardan sonra Papa tarafından Arthur ve Şövalyeleri artık birer Romalı olmuşlardır. Anglo-Saksonlar, Britanya adasının kuzeyinden başlayarak güneye doğru ilerlemektedirler. Gerek ilerleyişlerine durdurma gerek köylerde bulunan sivilleri güvenli bölgeye taşınmasına; Papa, Kral Arthur ve şövalyelerini görevlendirir. Bu bölümden sonra uzun bir süre iki ordu arasındaki stratejiksel çekişmelerine ve dolu dolu aksiyon sahnelerine şahit oluyoruz. Açıkçası Wong Kar-Wai 'nin aksiyon sahneleri dikkat çeker.
Aksiyon Sahneleri ve Hans Zimmer'ın Müziği
Filmde uzun aksiyon sahneleri, Hans Zimmer'ın epik müzikleri eşliğinde yer alıyor. Ancak yönetmen Antoine Fuqua'nın senaryoyu nasıl "lime lime ettiğini" görmek mümkün. Görsel şölen ve müzik etkileyici olsa da senaryo ve karakter gelişimi aynı başarıyı gösteremiyor.
King Arthur (2004) Filmi Hakkında Genel Değerlendirme
Toparlayacak olursak, fantastik-orta çağ filmleri arasında potansiyeli çok yüksek olan bir senaryo, yanlış tercihlerle harcanmış. Özellikle Merlin'in neredeyse hiç tanıtılmaması, şövalyeler arasındaki sığ diyaloglar ve başarısız oyunculuklar filmi geriye çekiyor. Yine de dönemine uygun kostüm tasarımları oldukça başarılıydı.
Yazar:Kerem Torun